Okullar açılıyor, mesai başlıyor; ebeveynler neler yapabilirler?
Okullar açılıyor, ebeveynleri ve öğrencileri yaklaşık dokuz ay sürecek bir maraton bekliyor. Bu sürece ilk kez adım atacaklar olduğu gibi tecrübe sahibi olanlar da mevcut. Süreci yönetirken daha çok ebeveynlerimizin söz sahibi olduğu bu sistemde, çocuğumuza nasıl yaklaşmalıyız, onu nasıl yönlendirmeliyiz, neleri yapmamalıyız tarzında sorularla da sıkça karşılaşıyoruz.
Bu alanda okunabilecek birçok kitap ve makale bulunmakta. Yazıda birkaçından referans alarak ebeveynlere fikir ışığı yakma gayretinde olacağım. Keyifli okumalar diliyorum.
Ebeveyn olarak öncelikli hedef, ortak paydada buluşmak olmalıdır. Çocuğunuzu tek başınıza yetiştiriyor olsanız bile kendi içinizde tutarlı olacağınız kurallarınız, sınırlarınız belli olmalıdır. Doğan Cüceloğlu, anne babanın ortak hedefinin çocuğu yaşama hazırlamak, onun yetişkinlikte güçlü, başarılı, şevkli ve anlamlı bir yaşama sahip olmasına olanak sağlamak olduğunu vurgulamaktadır (Cüceloğlu, 2016, s: 33).
Ebeveyn, çocuğunu keşfetme yolunda azimli olmalı ve sağlıklı iletişim geliştirmeye özen göstermelidir. Çocuğunu tanıyıp, özelliklerini kategorize ettikten sonra şunu sorgulamalıdır: Benim çocuğum nasıl bir insan olsun? (Cüceloğlu,2016,s:30) Her anne babanın bu soruya vereceği cevap farklı olacaktır. Çocuğunuz sizin fikirlerinize uygun bir birey olarak mı hayatını devam ettirsin yoksa yaşantısı hakkında fikri olan, kendi için planları olan bir birey olarak mı var olsun?
Ebeveynler çocuğunun özerk olmasını isteseler de çoğu zaman bu fikir üzerinde zorlandıklarını da hissetmektedirler. Özerk olan çocuğun yanlış yapabilme payı ebeveynleri korkuya sürekler. Oysa insan yanlış yaparak gelişir.
Ebeveyn, çocuğunun yanlışını, doğrusunu tutarlı bir biçimde desteklemeli ve başarısıyla övünç duymalıdır. Çocuklar, çabaları övüldüğü zaman, davranışlarını kararlılıkla sürdürmeyi öğrenirler; yetenekli ve başarılı olabilmek amacıyla neler yapmaları gerektiğine ilişkin daha gerçekçi beklentilere sahip olurlar (Yavuzer,2018,s:58).
Anne baba çocuğunun yaptığı eylemlere saygı duydukça, iletişim hattının da genişlediğini fark edecektir. Çocuklar kırıldıklarında, saygı görmediklerini hissettiklerinde, eleştiriyi dinlemekten vazgeçerler (Yavuzer, 2018. s: 59). İnsan saygı gördüğü, fikirlerinin önemsendiği yerde var olmak ister. Bu kuralın çocuğumuz için de geçerli olduğunu unutmamak gerekir.
Çocuğunuza kendi yaşamını yönetme sorumluluğunun olduğuna dair doneler vermeyi çok anlamlı buluyorum. Ebeveyn olarak çocuğunuza ait hayat yolcuğunda şoför olarak değil, gerektiğinde muavin olarak yer almanız gerektiğini vurgulamak istiyorum.
Sınav senesinde olan bir çocuğunuz var ve taşın altına elinizi ebeveyn olarak siz koyuyorsunuz. Bu sistemde çocuğunuz şunu düşünebilir: Zaten annem, babam benim için yapılması gereken her şeyi yapıyor, düşünülmesi gereken her şeyi düşünüyor, ben neden kendimi yorayım? Birinin sizin yerinize daha çok düşündüğü bir sistemde size düşen sadece durup izlemek olacaktır. Yapması gereken ödevlerin, çalışması gereken sınavların tüm sorumluluğu öğrenciye aittir. Şimdiye kadar çocuğunuzu sürekli denetleyen anne babalar olarak, çocuğunuzun kendi yaşamının direksiyona geçme fikri sizi başta zorlayabilir. O daha küçük yapamaz, neyi isteyip neyi istemeyeceğini bilemez diyebilirsiniz. Aynı şekilde bu sisteme alışmış çocuk da zorlanabilir. Daha önce oturmadığı şoför koltuğu onu kaygılandırabilir. Direksiyona yine sizin geçmenizi isteyebilir (Cüceloğlu, 2018, s: 50). Bu süreçte, tutarlı olmak, kararlı olmak, çocuğunuza güven vermek sizleri de çocuğunuzu da rahatlatacaktır.
Bir başka önemli konu, duygular. John Gottman, iyi ebeveynlik duygudan yararlanır, diyor (Gottman, 2021, s: 16). Çocuğumuzun duygusunu anlayabilmek, onu yansıtabilmek iletişimsel olarak büyük önem taşımaktadır. Öfkesi, üzüntüsü, mutluluğu anlaşılmış ve yansıtılmış çocuğun akademik alanda da geliştiğini gözlemlemek mümkündür. Ebeveyn çocuğuyla iletişim kurarken onu aktif dinlemeli (Yavuzer, 2018, s: 60), onun “duygu koçu” (Gottman, 2021, s:19) olmaya niyetli olmalıdır.
Çocuk ile ebeveyn arasında duygu yansıtmalı iletişime dair diyalog:
Çocuk: Eski okulumu ve arkadaşlarımı çok özlüyorum.
Ebeveyn: Evet. Eski okuluna ve arkadaşlarına ne kadar çok alışmıştın.
Çocuk: Oradaki arkadaşlarımla güzel oyunlar oynardık, birlikte şarkı söylerdik. Hem öğretmenimiz de bizi desteklerdi.
Ebeveyn: Bu kadar iyi bir arkadaş ortamından uzak kalmış olmak gerçekten üzüntü verebilir.
Çocuk: Geçen gece bir rüya gördüm. Eski okulumun bahçesinde arkadaşlarımla oyunlar oynuyorduk.
Ebeveyn: Eski okulunu ve arkadaşlarını gerçekten çok seviyordun.
Çocuk-ebeveyn ilişkisine dair diğer bir diyalog:
Nil: Hayır anne, ben bugün okula gitmek istemiyorum.
Anne: Neden?
Nil: Çünkü ben seninle vakit geçirmek istiyorum.
Anne: Hımmm. Öyle mi?
Nil: Evet, evde kalmak istiyorum.
Anne: Sanırım senin ne hissettiğini anlayabiliyorum Nil. Ben de bazı günler ofise gitmek istemiyorum. Seninle evde kalıp birlikte vakit geçirmek istiyorum. Kek yapalım, film izleyelim, oyun oynayalım istiyorum ama ofistekilere saat dokuzda orada olacağıma dair söz verdim ve sözümü tutmam gerekli.
Nil (ağlamaya başlar): Tutma sözünü ne olur? Bu haksızlık, ben okula gitmek istemiyorum.
Anne: Gel bakalım yanıma Nil. Üzgünüm çiçeğim evde oturamayız. Bu durum seni düş kırıklığına mı uğratıyor?
Nil: Evet.
Anne: Biraz da üzüyor sanırım.
Nil: Evet
Anne: Ben de üzülüyorum (Nil’e sarılır ve ağlamasına biraz daha izin verir.) Bak ne diyeceğim sana. Yarın hafta sonu ve ben işe gitmek zorunda kalmayacağım. Sen de okula gitmeyeceksin. Bütün gün birlikte vakit geçirebiliriz. Yarın yapmak istediğin özel bir şey var mı?
Nil: Evet. Patates kızartması yiyip birlikte çizgi film izleyelim.
Anne: Çok güzel olur, Başka?
Nil: Birlikte hayvanat bahçesine de gidelim.
Anne: Olur onu da yapabiliriz. Ama şimdi çıkmamız gerekiyor, tamam mı?
Nil: Tamam.
Bu iki örneği her yaş çocuğumuzda deneyimleyebilir, revize edebiliriz. Sadece ebeveyn-çocuk ilişkisinde değil hayatta sahip olduğumuz tüm ilişkilerde duyguların anlaşıldığı, yansıtıldığı ve seçenek sunulduğu taktirde iyi bir seviyede ilerlediğini gözlemlemek mümkün olmaktadır. Buraya kadar okuduğunuza göre, gerçekten çocuğunuzla ilişkinize iletişiminize önem veren bir noktadasınız. Sizi tüm kalbimle tebrik ediyorum. Yeni okul döneminde sizlere ve çocuklarınıza güzellikler diliyorum.
Referanslar
Cüceloğlu, D. (2018). Başarıya Götüren Aile., Remzi Kitabevi.
Cüceloğlu, D. (2016). Geliştiren Anne-Baba., Remzi Kitabevi.
Gottman, J., Declaıre,J. (2021). Duygusal Zekası Yüksek Çocuklar Yetiştirmek.,Görünmez Adam Yayıncılık.
Yavuzer, H.(2018). Eğitim ve Gelişim Özellikleriyle Okul Çağı Çocuğu.,Remzi Kitabevi.