Genel

Phineas Gage vakası

Psikoloji ve nörobilimde beynin ve farklı bölgelerinin fonksiyonlarını ve bu bölgelerin arasındaki bağlantıları araştırmak için çeşitli metotlar bulunur. Bu metotlar, beynin inceleme altındaki bölümündeki kan akışı miktarını ölçmekten (kan akışı, bölgedeki aktivasyonla doğru orantılıdır) inceleme altındaki bölümün geçici olarak deaktive edilmesine kadar uzanır. Bu metotlar, yapısı gereği araştırmacıyı kısıtlayabildiği gibi etik sebeplerden dolayı katılımcıya uygulanamayabilir. Nörolojik araştırmalar, etik kurallara (katılımcıya araştırma sonrası psikolojik veya fiziksel herhangi bir kalıcı zarar verilmemesi, katılımcı mahremiyeti, vb.) ve bilişsel araştırma metotlarının sınırlarına tabidir. Örnek olarak, frontal lobun günlük aktivitelerdeki rolünü inceleyebilmek için bir kimsenin frontal lobuna zarar vermek gibi bir durum söz konusu değildir.

Öyle ki, araştırmalar doğal sebeplerden beynine hasar almış kişiler üzerinde yapılabilir. Bu gibi vaka çalışmalarında ise incelenen beyin bölümü ve fonksiyonları, mevcut hasarlı beynin hangi bölgeye ve nasıl bir hasar aldığı ile sınırlanmış olur. Bu gibi konuların meraklıları mutlaka çeşitli vaka incelemelerine denk gelmiştir. Bu vakalardan belki de en ünlüsü ve nörobilime yön verenlerden biri ise Phineas Gage’in vakasıdır. Bu yazıda, Phineas Gage’in yaşadığı kazaya ve bu vakanın nörobilime katkılarına birlikte göz atacağız.

Phineas Gage, demir yolu yapımında çalışan bir ustabaşıydı. 1848’deki bir gece görevlerinden biri, bir delik içine barut döküp demir bir çubukla barutu sıkıştırmaktı. Kimi tanıklara göre farklı sebeplerden kaynaklanarak deliğin içindeki barutun patlaması, delikteki malzemeleri bastırmak için kullandığı uzun ve kalın demir çubuğun kafasına isabet etmesine sebep oldu. O andan sonra Gage’in hayatı hiçbir zaman eskisi gibi olmadı.

Kazadan sonra Phineas Gage ve kendisine isabet eden demir çubuk
Kazadan sonra Phineas Gage ve kendisine isabet eden demir çubuk

Gage’in serebral korteksinin %6’lık bir kısmı (sol prefrontal korteks) ve beyin dokusunun %10’luk kısmı tamamen hasar almıştı. Zor bir tedavi süreci olsa da Gage’in yaraları birkaç ay içerisinde iyileşebilmişti. Kendisinin durumuyla yakından ilgilenen bazı doktorlara göre Gage’in beyni tamamıyla iyileşmişti çünkü konuşmak, görmek, yürümek gibi fonksiyonlarında herhangi bir bozukluk yoktu. Hatta kazanın yaşandığı gün çalışma arkadaşlarıyla ve yardıma gelen doktorla bile konuşabilmişti ve kendisinin söylediğine göre bilincini hiçbir zaman kaybetmemişti. Fakat Gage’in beynine aldığı hasar, onda kalıcı bir değişiklik bırakacaktı.

Kazadan önceki yaşamında insan ilişkilerinde anlayışlı, planlama kabiliyeti yüksek ve söz yerindeyse sıradan bir insan olan Gage, kaza sonrası süreçte yapılan gözlemlere göre davranışlarında ve kişiliğinde belirgin değişiklikler göstermeye başlamıştı ve neredeyse psikopatik davranışlar sergiliyordu. Kaliforniya Üniversitesi’nden Van Horn’un açıklamasına göre, beyin dokusu ve bağlantılarındaki hasar, beynin oluşturduğu yeni bağlantılarla kompanse edilmişti ve bu, davranışlarındaki değişikliğin önemli bir kısmını açıklıyordu (Horn vd., 2002). Bir diğer araştırma (Canli & Amin, 2002), Gage’in kazadan sonra sabırsız, gelecek planlamaları konusunda zorlanmaya başlayan ve konuşmalarında kaba ve saygısız birine dönüştüğünü belirtti. Araştırmanın devamında araştırmacılar, bu kişilik değişiminin gerçekten de beyin hasarından mı yoksa yaşadığı travmatik kazadan dolayı mı meydana geldiğini beyin görüntüleme teknikleri ile inceledi.

Beyin loblarının gösterimi (Mavi: frontal (ön) lob, sarı: paryetal lob, yeşil: temporal lob, kırmızı: oksipital lob)

Beyin loblarının gösterimi (Mavi: frontal (ön) lob, sarı: paryetal lob, yeşil: temporal lob, kırmızı: oksipital lob)

Duygu kontrolünün sağlanmasının hangi beyin bölgeleri tarafından kontrol edildiğini inceleyen bu araştırma, şiddetli agresyonun prefrontal korteks lezyonu (dokunun tahrip olması) olan kişilerde görüldüğünü gösterdi. Duygu kontrolü için incelenen bir mekanizma olan inhibisyon, duyguların veya davranışların sergilenmeden önce kişinin bastırması ve engellemesi anlamına gelir. Yine bu araştırmada öne sürülen veriye göre prefrontal korteks, orbitofrontal korteks (beynimizin en arkasında bulunan ve görmemizi sağlayan korteks) ve amigdala (duygu hafızası ve oluşumunda görev alır), inhibisyon için gereken beyin bölümlerindendir. Duygu kontrolü sağlanmasından önce bir de duygunun oluşması kısmına göz atmamız gerekir.

Duygularımız oluşurken çevremizden aldığımız bilgi ve uyaranlara göre şekillenir. Bir duruma veya olaya tepki verebilmek için önce neler olduğunu algılamamız gerekir. Örnek olarak, bir kişinin söylediği sözü yanlış anladığınızda aniden sinirlenebilir, ne demek istediğini tekrar düşündüğünüzde sakinleşebilirsiniz. Bu, beyninizin algıladığı bilgiyi nasıl işlediğiyle doğrudan ilgilidir. Bu dışsal bilginin alınması ve işlenmesi ise yine prefrontal korteks sayesinde olur.

Karşımızdakilerin duygularını anlamak ve ona göre davranabilmek için kullandığımız Zihin Kuramı (Theory of Mind), sosyal ilişkilerde uyumlu olmak ve empati kurmak için gerekli bir beceridir. Bu becerimizin regülasyonu ise yine prefrontal korteksin yardımıyla sağlanır. Bu bilgiler ışığında, frontal lobunun büyük bir kısmına hasar alan Gage’in duygu kontrolünde ve inhibisyonunda neden zorlandığını ve agresif ve anormal davranışlarının kaynağını artık anlayabiliriz.

1800’lerin başında Franz Joseph Gall tarafından ortaya konan Frenoloji, beynimiz farklı bölgelerinin farklı görevlerinin olduğunu iddia eden önemli bir teoriydi. Frenoloji, insanların davranışlarındaki farklılıkların, beyin bölgelerinin farklı seviyedeki gelişimlerine bağlıyordu ve Gall’a göre bu gelişim, beyin bölgelerinin büyüklüğü ile doğru orantılıydı. Bu büyüklüğün ise kafatasında görünebilen şişlik ve çıkıntılarla belirlenebileceğini düşünüyordu. Gall’ın bir arkadaşının oldukça iyi bir sözel hafızasının olması ve aynı zamanda pörtlek gözlere sahip olması Gall’a göre teorisini destekliyordu. Çünkü gözlerinin pörtlek olmasının sebebinin iyi bir sözel hafızaya, dolayısıyla da iyi gelişmiş bir frontal loba sahip olmasından kaynaklandığını düşünüyordu ve Gall’a göre frontal lob normalden büyük olduğu için gözlerinin dışa doğru çıkmasına sebep olmuştu. Fakat Gage’in vakasının incelenmesiyle birlikte beynin farklı bölümlerinin belirli bir görev için iş birliği içinde çalıştığı gerçeği de ortaya çıkmaya başlamış ve nörobilim için bir devrim yaratmıştı. Frenoloji o dönemde popülerleşmiş olsa da Gage’in vakasıyla birlikte tek bir davranışın ya da becerinin, tek bir beyin bölgesi tarafından yönetilmesi fikrinden uzaklaşılmaya başlanmıştı. Gage, duygu ve davranış kontrolünde sorunlar yaşıyor ve sosyal olarak uygun olmayan davranışlar sergiliyordu. Bu gibi kontrol mekanizmaları birden fazla beyin bölgesinin ve yapısının ortak işleyişiyle çalışıyordu. Sonuç olarak, sadece frontal lobuna aldığı hasar bu mekanizmaların işleyişini bozmaya yetmişti.

Phineas Gage’in vakasından elde edilen bu bulgular ve araştırmalar, şu an okuduğumuz ve öğrendiğimiz literatürün temellerini atılmasına ve günümüze kadar gelmiş olduğu noktaya ulaşmasına yardımcı oldu.

Referanslar

UCLA Health. (May 16, 2012). “UCLA researchers map damaged connections in Phineas Gage’s brain”. https://www.uclahealth.org/news/ucla-researchers-map-damaged-connections-in-phineas-gages-brain#:~:text=Miraculously%2C%20Gage%20lived%2C%20becoming%20the,were%20said%20to%20be%20profound.

Van Horn JD, Irimia A, Torgerson CM, Chambers MC, Kikinis R, et al. (2012). Mapping Connectivity Damage in the Case of Phineas Gage. PloS One, 7(5). https://doi.org/10.1371/journal.pone.0037454

Canli, T., & Amin, Z. (2002). Neuroimaging of emotion and personality: scientific evidence and ethical considerations. Brain and cognition50(3), 414–431. https://doi.org/10.1016/s0278-2626(02)00517-1

Kean, S. (May 6, 2014). Phineas Gage, Neuroscience’s Most Famous Patient. (Slate). https://slate.com/technology/2014/05/phineas-gage-neuroscience-case-true-story-of-famous-frontal-lobe-patient-is-better-than-textbook-accounts.html

Kotowicz, Z. (2007). The strange case of Phineas Gage. History of the Human Sciences, 20(1), 115–131. https://doi.org/10.1177/0952695106075178

https://www.verywellmind.com/phineas-gage-2795244

https://commons.wikimedia.org/wiki/File:Phineas_Gage_tamping_iron.jpg

https://sometimes-interesting.com/medical-firsts-the-story-of-phineas-gage/

https://lavelleprep.org/wp-content/uploads/2020/12/Angelica-OlivoEmmanuel-OlusanyaSaheed-Sanusi-Phineas-Gage-Investigation-Graded.pdf

https://www.epilepsysparks.com/brain-lobes

Buse Naz Koçyiğit

Buse Naz Koçyiğit, Koç Üniversitesi psikoloji bölümünden mezun oldu; Psikodinamik Psikoterapi Topluluğu üyesidir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir